bugün
- kurtlar vadisi pusu rezaleti8
- erdal beşikçioğlu'nun öğle yemeği16
- anın görüntüsü20
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı63
- sexting haram mıdır24
- assembly kodu15
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi12
- aleyna tilki nin annesi10
- iremga8
- fenerbahçe taraftarı9
- ezgi mola9
- annem baban uğur dündar dedi9
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur21
- erken seçim11
- cengiz ünder'in bıyığı10
- junkman12
- ali koç8
- fenerbahçe14
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu10
- yazarların en rum özelliği21
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar13
- erdoğan'dan sonraki başkan20
- ismail kartal19
- konstantinos tzolakis9
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı10
- sadece sennn13
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir17
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti12
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak10
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- beni seviyor musunuz8
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız13
- çok fazla çirkin erkek olması11
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
- letthe8
- manyak olmaya karar verdim8
- ebbırı top gibi sektirme yarışması19
- sokakta kadın döven araplar12
- sözlükteki fosiller24
- netflix'in pkk lıyı başrol yaptığı dizi11
- 56 yıldır hiçbir kadınla iletişim kurmayan adam12
- nervio'nun kedileri sokağa salmak10
- ekonomi kötü diye güzellikleri yok saymak11
entry'ler (116)
Memlekette beyin felan yok. Gelen dolandırıcı giden dolandırıcı. Çıktığı kap belli. Boşuna gezip dolaşır meydan meydan.
Bu ne yaman çelişkidir
Fakir çarkın dişi midir?
Edepsizler er kişidir vay vay.
https://youtu.be/iZ-ymU925z8
Fakir çarkın dişi midir?
Edepsizler er kişidir vay vay.
https://youtu.be/iZ-ymU925z8
Sevdiği kadının düğününde saz çalan bir erkeğin hikayesini anlatan bu şarkıyı çok da güzel söylemiştir
https://youtu.be/aUCsqmyGeCE
https://youtu.be/aUCsqmyGeCE
Hayatında bir kere bile market, mağaza vs gibi bir yerden alışveriş yapan bir insan vergi vermiş sayılır.
O ödemiyor şu ödemiyor saçmalığına giren cahiller var bi bitin artık.
Sanki kendileri her ay gidip ahha bu benim vergim diye ödeme yapıyor.
O ödemiyor şu ödemiyor saçmalığına giren cahiller var bi bitin artık.
Sanki kendileri her ay gidip ahha bu benim vergim diye ödeme yapıyor.
Dağ başında kendi kendine yeten, ekmek tarladan su pınardan meyva ağaçtan sigara yapraktan uyku doğadan bir insandır. Kendisi hayali bir karakter de olabilir..
Gözlerini gördüm önce
Bir gece vakti idi.
Bir gece vakti Öpüştüm cismin ile.
https://youtu.be/jgQC2iIAzAU
Bir gece vakti idi.
Bir gece vakti Öpüştüm cismin ile.
https://youtu.be/jgQC2iIAzAU
"iki kişilik keder" demekmiş
Not: perperişan yazarken harf hatası yapmadım. [ Sakin olun ]
inanmıyorsan aha dayıya sor
https://youtu.be/izThncYNkrE
Not: perperişan yazarken harf hatası yapmadım. [ Sakin olun ]
inanmıyorsan aha dayıya sor
https://youtu.be/izThncYNkrE
Belki sevecekti
Ama kısa süreliğine gelmişti
Gideceği vardı.. o yüzden sevmedi.
Ama kısa süreliğine gelmişti
Gideceği vardı.. o yüzden sevmedi.
Cevabından emin olamadığımız bir şey var ise o da budur..
insan ne kadar sevdiğini bilir. Ama ne kadar sevildiğini asla bilemez.
insan ne kadar sevdiğini bilir. Ama ne kadar sevildiğini asla bilemez.
Kıtaların geleceği adlı kaynak şöyle diyor.
Yakın bir gelecekte dünyanın yarısı ölü oksijen ile dolacak.
Ölü oksijeni diriltecek ağaç, bitki vs çeşitli hastalıklar sebebi ile işlevsiz kalacak.
Bazı ağaçlar kimya değişimi ile ölü oksijen alıp zehirli oksijen verecek.
Ve yine bu kaynağa göre şu an sessizce oksijen depolayan ülkeler var.
Yakın bir gelecekte dünyanın yarısı ölü oksijen ile dolacak.
Ölü oksijeni diriltecek ağaç, bitki vs çeşitli hastalıklar sebebi ile işlevsiz kalacak.
Bazı ağaçlar kimya değişimi ile ölü oksijen alıp zehirli oksijen verecek.
Ve yine bu kaynağa göre şu an sessizce oksijen depolayan ülkeler var.
Irk, renk, mezhep, bayrak, vs vs diye uzayıp giden şeylerin dibe ineceği günler e düşeriz dilerim.. bu asrın nefreti kini oldukça incitici.
Birbirine kardeş olup ve bunu ret eden beyinsizler ile aynı coğrafyada ömrü tukettik yazık.
Birbirine kardeş olup ve bunu ret eden beyinsizler ile aynı coğrafyada ömrü tukettik yazık.
Çocukken yaşadığım ev bana göre bütün dünyaydı. Evi annem yönetiyordu.. Babam yurtdışında idi.
Korkmuyor ve rahatça fikrimizi söylüyor herşeyi beraber yapıyorduk.
9 yaşında babam geldi. Evin yönetimi değişti. Elbise istemeye korkmaya başladım. Ayakkabı eskiyince azar yemeğe başladık.
Annem elbise eskimeden ayakkabı delinmeden bunu fark ederdi. E tabi kendi alırdı.. Babam ise sadece bizim zamanımızda ayakkabı yoktu elbise yoktu lafları ile bağırırdı. Evet sonuç olarak alırdı ama yönetim biçimi annemin yönetim şekline uymuyordu.
Şimdi annem ve babam diyelim ki adil bir düzen içinde adaylık başvurusu yaptı yönetici olmak için. Oy vereceğim kişi kazanacak diyelim. Sizce kime veririm oyumu?
Korkmuyor ve rahatça fikrimizi söylüyor herşeyi beraber yapıyorduk.
9 yaşında babam geldi. Evin yönetimi değişti. Elbise istemeye korkmaya başladım. Ayakkabı eskiyince azar yemeğe başladık.
Annem elbise eskimeden ayakkabı delinmeden bunu fark ederdi. E tabi kendi alırdı.. Babam ise sadece bizim zamanımızda ayakkabı yoktu elbise yoktu lafları ile bağırırdı. Evet sonuç olarak alırdı ama yönetim biçimi annemin yönetim şekline uymuyordu.
Şimdi annem ve babam diyelim ki adil bir düzen içinde adaylık başvurusu yaptı yönetici olmak için. Oy vereceğim kişi kazanacak diyelim. Sizce kime veririm oyumu?
Hiraizerdüş Kimdir?
15 yaşında Kendime "HiraiZerdüş" diye bir isim taktım. Anlamı: "Kutsal iyiliğe giden yol, karanlıktan geçer."
Kutsal bir iyilik hayal eden birinin ilk önce karanlıktan geçmesi ve ayakta kalması gerekiyordu.
16 yaşında dünya edebiyat tarihine geçebilme fikrine kapıldım ki aslında bu bir çılgınlıktı.
Bir ilkokul diplomasını bile hediye horoz karşılığı almış bir adam için fazla geliyordu. Bu fikri taşımak bile delilikti ama kendimce bilmediklerimi öğrenmek için nefes almaya başlamıştım. Günlerce, aylarca, senelerce dil ve din bilimi hakkında araştırmalar yaptım. Kutsal kitaplar ve türemelerini okudum. Zihnim bir kaplumbağa olmayı az ötede bırakıp bir tavşana dönüşüyor ve hızı giderek katlıyordu.
En az yatırımı almakla hiç değişmeyen ve hep kendi gibi kalan bir beden sahibiydim.
Hızlıca çürüyen bir bedene yatırım yapmak zaten akıl kârı bir şey değildi.
insan okuma ve dinlemeyle işe devam ettim. Her sınıftan dinlemeye kalkıştığım insanların renklerini biriktirdim. Bu da senelerce sürdü.
Cevap vermek için sürekli bekliyordum.
Kendime uyanmadan, dünya içindeki halklara ve dillere uyandım ruhumla. Bir hiçten varlık türeten ilahi güç adına sorgulanacak milyon şey geçiyordu aklımdan.
Aklım artık bana yetmiyordu.
Dilleri ve dinleri teraziler üzerinde tarttım durmadan. Bakışlarım yumuşuyordu. Bakışlarım yumuşadıkça Yaradan nazarında zerreleşiyordum. Bir hiçten bir hiçe doğru toza dumana bulanıyordum ama yorulmadan ve açlık hissi ile yaşamaya devam ediyordum...
Ve nihayet, Başımı kainatın iradesi önünde eğdiğim bir gün, insan olduğumu hatırladım. Bu bana fazlaca şey kattı.
insan başıma kaldığım zamanlardı. irademin serçe kuşu gagasında biriken su kadar bile olmadığını fark ettim. Bu hayallerimden vazgeçmek için bir sebep doğurmuyordu. Sancım çiftleştikçe, genişliyordu beynim. Aklıma türlü nimetlerden renklenen cennet geliyordu. Cennet nakışları örtünüyordu fikirlerim üzerine.
Ve yazmak ağır bir eylem oluyordu bu yüzyılda.
Evet, anlaşılmak güç geliyor hatta güç veriyordu. Ama yazmak pahabiçilmezdir diyordu içimdeki ben. Amacın izinde zerre toz kalmıyordu geleceği süslerken. Mavi ve beyaz kalıyor; siyah gidiyordu...
26 yaşına geldiğimde, fikirlerimin daha da çıldırdığını fark ettim. Çerçevelerin yetmediğini, çizgilerin kısa olduğunu gördüm.
Herhangi bir iradenin seviyesini aşağı gören biri değilim. Bu benim haddim değil ama kendi amacımın bir ismi olmalıydı ve o amaca yazarak hizmet etmeliydim. Ve bu fikirlerin kaynadığı dönemlerin içinde. “Kirli edebiyat”la karşılaştım zihnimde. Esnedikçe genişle, yakınlaştıkça uzaklaş, kayboldukça görün dedim... Zaman yerinde duran bir şey değildi elbette. Nihâyet cesaret ederek; 2015 yılı başlarında yazılarımı insanlarla paylaşmaya başladım. Bu çıldırmış fikrin sevenleri olmaya başladı. Onlara günbegün edebi türde bir şeyler yazmaya devam ettim. Yanımda olanlar desteklediler beni ve nihayet cesaretim bana bir kitapla devam etmemi emretti. Yazdım! Yazmaya devam ediyorum. ilk kitabımın ismi ELYA. Sonrası Çok Güzel Tükendik; son kitabımın ismini, Yaradan’ın bana verdiği yaşam hakkı sona erinceye dek değiştireceğim...
HiraiZerdüş 10/10/1983
15 yaşında Kendime "HiraiZerdüş" diye bir isim taktım. Anlamı: "Kutsal iyiliğe giden yol, karanlıktan geçer."
Kutsal bir iyilik hayal eden birinin ilk önce karanlıktan geçmesi ve ayakta kalması gerekiyordu.
16 yaşında dünya edebiyat tarihine geçebilme fikrine kapıldım ki aslında bu bir çılgınlıktı.
Bir ilkokul diplomasını bile hediye horoz karşılığı almış bir adam için fazla geliyordu. Bu fikri taşımak bile delilikti ama kendimce bilmediklerimi öğrenmek için nefes almaya başlamıştım. Günlerce, aylarca, senelerce dil ve din bilimi hakkında araştırmalar yaptım. Kutsal kitaplar ve türemelerini okudum. Zihnim bir kaplumbağa olmayı az ötede bırakıp bir tavşana dönüşüyor ve hızı giderek katlıyordu.
En az yatırımı almakla hiç değişmeyen ve hep kendi gibi kalan bir beden sahibiydim.
Hızlıca çürüyen bir bedene yatırım yapmak zaten akıl kârı bir şey değildi.
insan okuma ve dinlemeyle işe devam ettim. Her sınıftan dinlemeye kalkıştığım insanların renklerini biriktirdim. Bu da senelerce sürdü.
Cevap vermek için sürekli bekliyordum.
Kendime uyanmadan, dünya içindeki halklara ve dillere uyandım ruhumla. Bir hiçten varlık türeten ilahi güç adına sorgulanacak milyon şey geçiyordu aklımdan.
Aklım artık bana yetmiyordu.
Dilleri ve dinleri teraziler üzerinde tarttım durmadan. Bakışlarım yumuşuyordu. Bakışlarım yumuşadıkça Yaradan nazarında zerreleşiyordum. Bir hiçten bir hiçe doğru toza dumana bulanıyordum ama yorulmadan ve açlık hissi ile yaşamaya devam ediyordum...
Ve nihayet, Başımı kainatın iradesi önünde eğdiğim bir gün, insan olduğumu hatırladım. Bu bana fazlaca şey kattı.
insan başıma kaldığım zamanlardı. irademin serçe kuşu gagasında biriken su kadar bile olmadığını fark ettim. Bu hayallerimden vazgeçmek için bir sebep doğurmuyordu. Sancım çiftleştikçe, genişliyordu beynim. Aklıma türlü nimetlerden renklenen cennet geliyordu. Cennet nakışları örtünüyordu fikirlerim üzerine.
Ve yazmak ağır bir eylem oluyordu bu yüzyılda.
Evet, anlaşılmak güç geliyor hatta güç veriyordu. Ama yazmak pahabiçilmezdir diyordu içimdeki ben. Amacın izinde zerre toz kalmıyordu geleceği süslerken. Mavi ve beyaz kalıyor; siyah gidiyordu...
26 yaşına geldiğimde, fikirlerimin daha da çıldırdığını fark ettim. Çerçevelerin yetmediğini, çizgilerin kısa olduğunu gördüm.
Herhangi bir iradenin seviyesini aşağı gören biri değilim. Bu benim haddim değil ama kendi amacımın bir ismi olmalıydı ve o amaca yazarak hizmet etmeliydim. Ve bu fikirlerin kaynadığı dönemlerin içinde. “Kirli edebiyat”la karşılaştım zihnimde. Esnedikçe genişle, yakınlaştıkça uzaklaş, kayboldukça görün dedim... Zaman yerinde duran bir şey değildi elbette. Nihâyet cesaret ederek; 2015 yılı başlarında yazılarımı insanlarla paylaşmaya başladım. Bu çıldırmış fikrin sevenleri olmaya başladı. Onlara günbegün edebi türde bir şeyler yazmaya devam ettim. Yanımda olanlar desteklediler beni ve nihayet cesaretim bana bir kitapla devam etmemi emretti. Yazdım! Yazmaya devam ediyorum. ilk kitabımın ismi ELYA. Sonrası Çok Güzel Tükendik; son kitabımın ismini, Yaradan’ın bana verdiği yaşam hakkı sona erinceye dek değiştireceğim...
HiraiZerdüş 10/10/1983
Kaçtığın şeyi kaçtığın yerde Bırak
Yoksa tek adım bile uzaklaşamazsın.
Yoksa tek adım bile uzaklaşamazsın.
Eski devirde yaşıyor olsaydım eğer geleceğe not bırakırdım sadece.
Öldük ve siz de öleceksiniz.
insan olun. insan gibi ölün. Derdim.
Bir de din dil ve ırk saçmalığı geçmiyor diğer tarafta diye de eklerdim.
Öldük ve siz de öleceksiniz.
insan olun. insan gibi ölün. Derdim.
Bir de din dil ve ırk saçmalığı geçmiyor diğer tarafta diye de eklerdim.
Biz dinleriz kendimiz için.
Bizden sonra da gelen varsa o da dinlesin.
Aha bu arada içime sevda kaçar.
https://youtu.be/V-sivPFfQn4
Bizden sonra da gelen varsa o da dinlesin.
Aha bu arada içime sevda kaçar.
https://youtu.be/V-sivPFfQn4